
Tamam kabul edelim: kediler eğlenceli oldukları kadar oldukça tuhaf hayvanlar.
Evde bir odadan diğerine hayali bir avın peşinde ışık hızıyla amansız bir takibe girişebilir ya da birdenbire masanın üzerindekilerin kalabalık yaptığına karar verip her şeyi özenli (!) pati darbeleriyle birer birer yere atabilir!
Peki nasıl oluyor daha birkaç saniye önce evin altını üstüne getiren bu enerji topu, bir an sonra bakışlarını bir noktaya kilitleyip adeta canlı bir heykele dönüşüyor?
Evet, bu ve buna benzer pek çok ilginçliğin kahramanıdır kediler. Bu özellikleri, oyuncu olmaları bir yana, gelişmiş görme ve duyma gibi yetileriyle de ilgili. Yeri gelmişken kedilerin duyularıyla ilgili birkaç not paylaşayım:
Kedilerin Boş Bir Noktaya Gözlerini Dikmesinin Nedeni
Hemen şu notları yazayım;
- Kediler koku alma kabiliyeti bizden 15 kat daha fazladır.
- Kediler bıyıkları ile havadaki titreşimleri ve hava akımındaki değişimleri hissedebilir.
- Kedilerin düşük sesleri duyma yeteneği bizle aynı olmakla birlikte yüksek sesleri bizden çok daha iyi duyarlar ve duyma mesafeleri köpeklerden bile iyidir.
- Kediler düşük ışıkta insanlardan 6 kat daha iyi görür.
Çoğu zaman, kedinizin gözlerini hayali bir noktaya diktiğini düşünebilirsiniz. Örnek olarak, size göre ortada hiç sebep yokken beyaz bir tavan ya da boş bir duvar ilgi alanına girebilir.
Kediler ortamdaki en ufak bir değişikliği, üst kattan gelen alışılmadık bir gürültüyü, az önce duvara konup evin bir başka odasına doğru uçmuş bir sineği vb. sizden çok önce, hatta sizin ruhunuz bile duymazken farkedebilir.
Örnekler çoğaltılabilir:
Kediniz, sokak kapısına gözlerini dikmiş oturuyorsa bu, sadece dışarı çıkmak istediği için olmayabilir.
Belki de dairenizin bulunduğu kattaki bir başka daireye misafir gelmiştir ya da az sonra kapıyı çalacak olan eşiniz/kardeşiniz/ev arkadaşınız merdivenleri çıkıyordur.
Kedilerin duyuları biz insanlara göre çok daha keskin, dolayısıyla algılama yetenekleri daha gelişkindir.
Öte yandan, kedilerin gizemli dünyasını tam olarak çözebildiğimizi iddia edemeyiz, öyle değil mi?
Çünkü bazen öylesine gizemli davranışlar sergiler ki, “acaba şu an hangi farklı boyuttaki bir manzaraya bakıyor?”, diye düşünmekten de kendimizi alıkoyamayız!
Peki, kediniz pencere kenarında oturmaktan, uzun uzun dışarıyı seyretmekten sıkılır mı?
Benim kedim asla! Onun için salon penceresinin pervasına yerleştirdiğim küçük minderinde sokağı seyrederek saatler geçirebilir.
Uyuklamak ve arada bir mama kabına uğramak dışında neredeyse günün yarısını pencere kenarında, güzel mavi gözlerini belli aralıklarla bir ağaca, havalanan bir kuşa, koşturan çocuklara, geçen arabalara dikerek değerlendirir.
Kedinizin yaşam alışkanlıklarını bir insanınkiyle karşılaştırmak doğru olmaz.
Çünkü yüksek bir yerde rahatça oturarak çevreyi kontrol altında tutan ve potansiyel avları tarayan atalarının mirasını benzer bir pozisyon alarak taşıyan kedinizi gözlemlemek kadar cezbeden çok az şey vardır.
Kedim Neden Koltuğun Altına, Dolabın Arkasına Bakıyor?
Kediler, kapalı ve küçük saklanma/saklama alanlarını severler. Bu nedenle sokaktan getirdikleri ya da evde buldukları küçük boyutlardaki her türlü nesneyi yenilebilir olsun olmasın, belirledikleri bir bazen de birkaç noktaya gizlemeye bayılırlar.
Olası nedenler:
Evin içinde günlerdir hatta aylardır kimse görmeden topladığı ganimetlerini (yere düşmüş bir kalem, saç tokası, bozuk para, masadan aşırdığı bir üzüm, sehpanın altında bulduğu fındık tanesi vb.) sakladığı hazine odasını kontrol etmek için.
Ara sıra içlerinden birini iteleyerek çıkartır bir süre oynar, kimi zaman yer.
Bazen de siz nereden geldiğini anlamaz ama oynadığı şeyin günlerdir aradığınız montunuzun kayıp düğmesi olduğunun farkına varıp şaşırırsınız.
Bu, kedili evlerde sıkça yaşanan bir durumdur.
Böcek, fare hatta belli bölgelerdeki bahçeli evlerde görülebilecek akrep gibi hayvanların varlığını algıladığı için.
Öteyandan kediniz gözlerini iyice açarak ve hareketsiz kalarak herhangi bir eşyanın görünmez tarafına, altına, yanına dikkatle bakmaya başlamışsa ve ısrarla pozisyonunu bozmuyorsa mümkünse göz atmanız faydalı olabilir.
Özellikle sıcak iklime sahip bölgelerde ve bahçeli evlerde, böcek, fare, akrep gibi haşerat, kemirgen kimi zaman sürüngenlerin nadir de olsa eve girmesi mümkün. Kediniz bunu sizden çok önce algılamış ve haberdar etmeye çalışıyor da olabilir.
Rahmetli Ferit ve Firdevs’in annesi. Tam bir hayvansever ama haşerat sevmez, fobisi var. Şirket müdürlüğü’nden emekli bir blog yazarı.
Bir cevap yazın